Sitede Ara

Yazar :
Z. E. Özkalaycı, H.İçten

Özet :

Baraj, hava alanı, otoyol, büyük endüstri tesisleri vb gibi Kalkınma Projelerinin hayata geçirilmesinde; gereksinim duyulan büyük arazilerin elde edilmesi için, söz konusu yörede yaşayan, geçimlerini sağlayan insanlar, bu toprakları terketmeye mecbur bırakılmaktadır. Pek çok insanın yararı düşünülerek oluşturulan bu projelerin gerçekleştirilmesi, uzun yıllar boyunca yaşadıkları yerlerden ayrılan insanları sosyal, ekonomik ve psikolojik sorunlar yumağının içine sürüklemektedir. Endüstri çağının başından beri defalarca yaşanan bu acıların yarattığı sosyal yaralara çare olabilmek için, sürdürülebilir kalkınma ilkeleri doğrultusunda, Dünya Bankası tarafından ilkeleri belirlenen Yeniden Yerleşim Planları hazırlanması öngörülmektedir.

 

Genel olarak iskan (yerleşim), bir aileye sosyal, kültürel, ekonomik vb her türlü ihtiyaçlarını karşılayacak konut ile hayatını sürdürüp geliştirecek maddi gelir olanaklarının teminidir. Kalkınma projeleri hemen tamamen kırsal alanlarda uygulanmakta, buralarda yaşayan ailelerde geçimlerini tarım ve hayvancılık yaparak sağlamaktadırlar. Dolayısıyla planın getireceği çözüm önerilerindeki en önemli faktör, bu gerçekliği göz önünde bulundurmaktır.

 

Ülke insanlarının yararına yapılan kalkınma projelerinden etkilenen ailelerin mağdur edilmemesi, en azından daha önce yaşadıkları yerlerdeki gelir seviyelerini sağlayabilmeleri ve sosyal, psikolojik sıkıntılarını en aza indirgemesi amaçlanarak bir çok kuruluşun ve disiplinin ortak katkısıyla Yeniden Yerleşim Planları hazırlanmaktadır. Ülkemizde yeniden yerleşim çalışmaları 2510 sayılı İskan Kanununa 1970 yılında değişiklikler ekleyen 1306 sayılı kanunun getirdiği ek maddelerin yasal temelinde, yaşam ve üretim olanaklarını yitiren ailelere istemleri halinde iskan olanakları sunma şeklinde gerçekleştirilmektedir. Yeniden yerleşim gibi pek çok kurum ve disiplinin organize çalışmasını gerektiren planlama çalışmalarının gereği gibi yürütülmesini sağlamaktan çok uzak olan bu yasal altlık üzerine DSİ'nin projelerinde izlenen yöntemleri ve sağlanan sonuçları örnekleriyle incelemeyi amaçlamaktayız.

 

Yasal altlığın yetersizliği ve dağınıklığı ile ülkemizde kurumların birbirleriyle koordineli çalışma zorlukları, DSİ'nde yeniden yerleşim çalışmalarının ancak dış kredili projelerinde, Dünya Bankasının kriterlerini yerine getirmenin zorunluluğu ile gereği gibi uygulanabilmesinin yolunu açmıştır. Aksi taktirde gerekli taşınmazların elde edilmesinde, DSİ gibi büyük diğer yatırımcı kuruluşlar tarafından da kamulaştırma, getirdiği büyük maddi külfetlere rağmen kolaylığı ve hızlılığı yönünden tercih edilegelmektedir. Oysa kamulaştırmada taşınmazlarının bedellerini fazlasıyla almış olsalar bile, tarım ve hayvancılıktan başka bildiği bir geçim kaynağı olmayan insanlar, aldıkları paraları çok kısa sürelerde üretim dışı alanlarda tüketerek; evlerinden, topraklarından olan bu aileler büyük kentlerimizin varoşlarında büyük sosyal yaralara neden olmaktadırlar.

 

Yeniden yerleştirmlerde ana ilke, ailelerin mevcut yerleşim durumları ve gelir düzeylerinin sağlıklı olarak saptanmasından hareketle, benzer koşullarda yeniden yerleştirmelerin sağlanmasıdır. Bu durumda kırsal alanlarda yaşayan ve tarımdan gelir sağlayan ailelerin tarımsal alanlara yerleştirilmeleri, kentsel alanda yaşayan ya da yaşama kapasitesine sahip istekli ailelerin kentsel alanda yerleştirilmesidir.

 

Bütün bunların gerçekleştirilebilmesi için ayrıntılı bir yeniden yerleşim eylem planı, zaman çizelgesi (akış diyagramı) ve yeterli büyüklükte ayrılmış bütçe gereklidir. Ülkemizde yeniden yerleştirmelerde yasal düzenlemelerin olanak verdiği, uygulanan iki temel yöntem vardır. Birincisi devlet eliyle iskan, diğeri de kredi desteği ile kendi imkanlarıyla iskan şeklinde gerçekleşmektedir. Devlet eliyle iskanda, ailelerin taşınmazları karşılığı hak ettikleri paralar Özel İskan Fonuna yatırılarak, tüm iskan gereksinimleri devlet tarafından karşılanırken; ikinci yöntemde devletin sağlayacağı proje, danışmanlık, rehberlik, uzun vadeli düşük faizli kredi gibi kolaylıklar ve yönlendirmelerle yetinilmektedir. Burada tercihte, yeniden yerleşim planları yapımı öncesinde yöresinde yapılan anket, danışma ve tanıtma çalışmaları sonucu yöresel özellikler sonucu hangisinin uygun olabileceği ortaya çıkarılmaya çalışılmakla birlikte, yine de ailelerin bireysel seçimleri belirleyici olmaktadır.

 

Tarımsal alanda yerleştirilen ailelerin üretici duruma geçebilmeleri için gerekli üretim araçlarının, işyeri açanların işletmeleri için gerekli sermayenin sağlanması amacıyla yapılan kredilendirme uygulamaları da planın bir bölümünü oluşturmaktadır. Bu ailelerin yeni yaşamlarında değişik işlerle uğraşmak ya da sanayi imkanları ve kent hizmetlerinden yararlanmak isteyebilecekleri öngörülerek, bir meslek ve sanat kolunda eğitilmeleri ve bu alanlara yönlendirilmelerine ilişkin önlemler alınmalıdır. Son olarakta bu gün, yeniden yerleşim planlarının en önemli aşaması olarak görülen izleme (monitöring)  gelmektedir. Bu aşamada yapılan planlamaların gelecek için öngördüğü projeksiyonun gerçekleşmesi izlenir ve yaşanan zorluklar ve gecikmeler, nedenleriyle birlikte tespit edilerek, zamanında uygun çözümlemeler getirilir. Planın başarısındaki en önemli öge, planın etkilenen ailelerle birlikte uygulanacağı ilkesidir. Çünkü hiç bir yeniden yerleşim planlaması etkilenen insanların isteklerine karşı oluşturduğu hedeflerde başarıya ulaşamamıştır. Bu nedenle planın uygulanmasının her aşamasında karşılıklı danışma ve rehberlik hizmetleri ihmal edilmeden önemle sürdürülmeli, buradan alınacak verilerle planlara gerekli esneklik verilebilmelidir.

 

Anahtar Kelimeler :
Yeniden yerleşim , iskan, kamulaştırma, rehabilitasyon

Kaynak :

Dosyayı İndir