Sitede Ara

Yazar :
Erdal KÖKTÜRK, Erol KÖKTÜRK

Özet :

Hem gelişmiş ve hem de gelişmekte olan ülkelerde, kentin tamamen veya kısmen yenilenmesi, sağlıklaştırılması, canlandırılması uygulamaları yaygınlaşmaktadır. Özellikle, kentsel dönüşüm uygulamalarıyla, kentlerin ekonomik ve fiziksel çöküntüye uğramış bölgelerinde iyileşme sağlanarak yaşam kalitesinin artırılması ve kent ekonomisinin güçlendirilmesi amaçlanmaktadır.

 

Kentsel dönüşüm”, kent için öngörülen projelerin ve stratejik planlamanın girişimci ve kaynak yaratıcı bir aracı olarak adlandırılmaktadır. Kentin tümünün veya bir parçasının nitelik değiştirmesi, evrimsel bir oluşuma veya yapısal bir dönüşüme tabi tutulması şeklinde tanımlanmaktadır. Böylece, kentsel mekanda fiziksel ve sosyal dönüşümle birlikte, bütünsel bir sosyo-ekonomik, kültürel ve siyasal dönüşüm hedeflenmektedir.

 

Kentsel dönüşüm, planlama, arsa düzenlemeleri, değerleme, imar, yapılaşma, altyapı ve kent yönetimi konularında yeni açılımlar sağlamaktadır. Ayrıca, taşınmaz politikaları ve mülkiyet düzenlemeleri kapsamında kentsel mekanın iyileştirilmesine yönelik üretilen projelerin kamu-özel sektör-sivil toplum kuruluşları ve yerel halkın katılımı ve ortaklıkları yoluyla yaşama geçirilmesini ve tüm kentsel işlevlerin birbiri ile uyum içinde bütünleşmesini sağlayan bir eylem planı olarak kabul edilmektedir. Bu yaklaşıma göre, kentsel dönüşüm, tüm yerel aktörlerin katılacağı çalışma gruplarının ve ayrıntılı çalışmaların modellenmesidir. Bu model içinde;

 

  • Proje geliştirme ve ayrıca arazi kullanım kararlarının, yapı yoğunluklarının, yapı güçlendirme/yıkma koşullarının belirlenmesi,
  • Projeye katılma ve ortaklıkların belirlenmesi,
  • Proje alanındaki kişi ve kurumların mülkiyet ve imar haklarının saptanması ve değerlemesi,
  • Projeler ile yaratılacak değerlerin saptanması ve bunların nasıl paylaşılacağına karar verilmesi,
  • Yatırımların planlanması ve akçalı kaynaklarının belirlenmesi

 

gerekmektedir.

 

Kentsel dönüşüm, var olan dokunun tümden kaldırılarak, kullanıcıların önceden hazırlanmış geçici konutlara aktarılması ve çalışmalar tamamlandığında da kat mülkiyetli yeni konutlara yerleştirilmeleri temeline dayanmakla birlikte, Türkiye’de son yıllarda yürürlüğe giren çeşitli yasalarda, “her türlü rant için her türlü müdahale”yi öngören yaklaşımların tercih edildiği görülmektedir. Halkın ve sivil toplumun katılımı yerine, Bakanlar Kurulu desteğinde belediyelerin ve valiliklerin tahakkümüne dayanan uygulama biçimleri, kamuoyunda sıkça eleştirilere konu olmaktadır.

 

Kuşkusuz  kentleşmenin yeniden tasarlanması, hem uzun erimli hem de güncel çözümler üretmeyi kaçınılmaz kılmaktadır. Yapılanların konulan hedeflere göre yapılması, var olanların ise bu hedeflere göre dönüştürülmesi birbirine koşut olarak gerçekleştirilmesi gereken ödevlerdir.

 

Bu süreç de, yani kentlerimizin geleceğin kentlerine dönüştürülmesinde, en önemli araçlardan birisi “kentsel dönüşüm” olarak ortaya çıkmaktadır. Türkiye’de de, gerek merkezi ve gerekse yerel yönetimler kentsel dönüşüm çabaları içine girmişlerdir. İyi örneklerin yanı sıra, her yapılanı kentsel dönüşüm olarak niteleme yanlışları da görülmektedir.

 

Bu gelişmeler karşısında konunun tüm boyutlarıyla ele alınması gerekli olmaktadır. Ülkemiz koşullarında kentsel dönüşümün zorunluluğu, kapsamı ortaya konulmalıdır.

 

Bu nedenlerle bildiride, kentleşme süreci, edinilen deneyimler, politikalar ve stratejiler ışığında değerlendirilmekte; farklı ve yeni hedefler konulmakta; kentlerin toplumların yaşamında oynadıkları rollerin değişen nitelikleri ortaya konulmaktadır. Türkiye’deki gelişmeler gözden geçirilirken, kentsel dönüşüm konusunda Alman İmar Yasasındaki düzenlemelere ve Avrupa’daki yaklaşımlara yer verilmektedir. Türkiye’de, stratejik planlama ve kentsel dönüşüm konuları ele alınırken, bu konunun Harita-Tapu ve Kadastro Sektörünü ilgilendiren boyutları üzerinde de durulmaktadır.

 

 

Anahtar Kelimeler :
Geleceğin Kentleri, Kentsel Dönüşüm, Stratejik Planlama, Harita, Tapu ve Kadastro Sektörü, Ödevler

Kaynak :

Dosyayı İndir