Yazar :
T. Yomralıoğlu, M. Çete
Özet : Arazi, insan faaliyeti için temel mekan olma özelliği taşıdığından, gerek bireysel gerekse toplumsal hayatta önemli bir yere sahiptir. Arazi, fertler için bir zenginlik kaynağı olduğu gibi, ülkeler için de önemli bir finanssal değer, hatta toplumları güçlendiren sosyal ve politik olgunun da önemli bir parçasıdır. Ancak, birey ve toplumların hayatında bu derece önemli bir yere sahip olan ‘arazi’, tüketilebilir, sonlu bir kaynaktır. Bu nedenle, arazinin sürdürülebilir anlamda yönetilmesine ihtiyaç vardır. Bir taraftan dünya nüfusunun ve buna bağlı olarak da arazi kaynaklarına olan talebin her geçen gün hızla arttığı, diğer taraftan kullanılabilir arazi ve kaynaklarında önemli ölçüde azalma görüldüğü günümüzde, bu ihtiyaç daha da büyük önem taşımaktadır. Sürdürülebilir bir arazi yönetimi, ancak uzun erimli düşünülerek geliştirilmiş, sağlıklı bir arazi politikasının varlığıyla mümkün olabilecektir. Toplumların araziye bakışları, sosyo-kültürel yapıları, yönetim şekilleri ve öncelikleri farklılık gösterdiğinden, bu politikanın tüm ülkeler için standart bir yapıda olamayacağı açıktır. Nitekim, her ülke, küreselleşen dünyanın hassasiyetlerini de göz önüne alarak, kendi arazi politikasını belirlemekte ve uygulamaktadır. Bu tür politikalar, ülkelerin ekonomik, sosyal ve siyasi yapılarını ve geleceklerini doğrudan etkileyebilecek güçtedirler. Arazi politikalarının en yaygın uygulama şekli, benimsenen politikalara uygun olarak düzenlenen yasalar ve kurumlar aracılığıyla gerçekleştirilmektedir. Bu nedenle, bir ülkenin arazi politikasının etkinliği değerlendirilirken, o ülkedeki araziye ilişkin yasaların ve kurumların değerlendirilmesi, en belirgin göstergelerdir. Bu bağlamda, bu çalışmada, ülkemizdeki arazi yönetimi ve idaresini düzenleyen yasalar ve bu yasalarla belirlenmiş görevleri yürüten kurumlar irdelenmiştir. Türkiye’deki arazi yönetimiyle ilgili yasalara genel olarak bakıldığında, bütüncül bir idari yapının olmadığı açıkça görülmektedir. Bunun en önemli nedenlerinden biri, arazi içerikli yasaların uzun erimli politikalara uygun olarak hazırlanmış yasalar yerine, sadece düzenlendiği zamanın gereksinimlerini karşılamak veya sorunlarını çözmek amacıyla çıkarılmış yasalar olmalarıdır. Dolayısıyla, yasalar arasında uyumsuzluklar, bir fonksiyonun birden fazla yasada düzenlenmiş olması veya çok parçalı arazi yasaları gibi dağınıklıklar, ilk bakışta ortaya çıkan olumsuz durumlardır. Ayrıca, arazi ilişkili birçok yasanın, günümüzün ihtiyaçlarını karşılayabilecek nitelikten uzak olduğu da görülmektedir. Özellikle adalet sistemimizi meşgul eden ve bir türlü çözümlenemeyen davaların önemli bir kısmının arazi ilişkili davalar olması, bu ve benzeri olumsuzlukların doğurduğu sonuçlardandır. Arazi yönetimi ve idaresiyle görevlendirilmiş kurumlara bakıldığında da, yasalarımızdakine benzer dağınık bir yapı göze çarpmaktadır. Bu alanda görevli kurumlardan bazıları farklı bakanlıklar altında, bazıları da doğrudan başbakanlığa bağlı olarak örgütlenmişlerdir. Ancak, bu kurumlar arasındaki etkileşimi sağlayacak bir kurum veya yapı henüz bulunmamaktadır. Dolayısıyla, aynı işin farklı kurumlar tarafından tekrarlı olarak yapılmasının önüne geçilememekte, böylelikle hem ülke kaynakları israf edilmekte, hem de emek kaybına neden olunmaktadır. Arazi idare kurumlarımızla ilgili dikkat çekici bir başka husus ise; farklı zamanlarda farklı arazi aktivitelerinin yürütülmesi için birçok kurumun kurulması, ancak bu kurumlardan bazılarının kısa bir süre sonra yeniden kapatılması, yine birçok kurumun örgütlenme politikalarında sık sık değişiklikler yapılmasıdır. Sonuç olarak, ülkemizde araziye ilişkin yasal düzenlemelere ve kurumların yapısına bakıldığında, dinamik anlamda, sağlıklı bir arazi idare yapısına henüz sahip olunmadığı görülmektedir. Bu nedenle, bu çalışmada, mevcut arazi idare yapımız yasal ve kurumsal açıdan değerlendirilerek, ülkemiz için sürdürülebilir bir arazi politikası gereksinimi ortaya koyulmaktadır. Ayrıca bu gereksinimin karşılanabilmesi için izlenecek yol haritası çizilerek, yapısal değişim hakkında bazı önerilerde bulunulmaktadır.
Anahtar Kelimeler :
Arazi, Arazi Yönetimi, Arazi Politikası, Sürdürülebilir Kalkınma, Yeniden Yapılanma
Kaynak :