Yazar :
K. Çelik
Özet : Gelişen teknoloji; siyasi, ekonomik ve toplumsal hayatı etkisi altına almaktadır. Ülkemizde nüfus artışı, oran olarak azalsa bile, devam etmektedir. Özellikle 1950’lerden sonra izlenen hızlı nüfus artışı, tarımsal toprakların çoğalan kırsal nüfusu besleyememesi, daha iyi hayat şartlarının bulunacağı umudu ve bunların sonucu olarak kırsaldan kente akın, şehirleşme hareketlerinin başlangıcı olmuştur. Bununla birlikte sanayinin gelişmesi, şehirlerin anormal derecede büyümesinin nedeni olmuştur. Sanayileşme, şehirleri birer üretim merkezi haline getirmeye başlamıştır. Sanayileşme ile birlikte kentler hızla değişmeye ve gelişmeye başlamıştır. Kentsel nüfus artışı ile birlikte tarım topraklarının yok olması süreci başlamıştır. Kent, köylere kıyasla daha fazla nüfusa sahip, tarım dışı faaliyetlerin yoğunlaştığı, toplumun barınma, çalışma, eğlenme ve ulaşım gereksinmelerini karşılamak üzere düzenlenen yerleşmeler olarak tanımlanabilir. Tarım arazilerinin yok olmaması için kentleşme talebinin önünde planlama yapılmalıdır. Kentsel teknik altyapının yapılarak imar planına uyulmasıyla, plansız yapılaşmanın önüne geçilebilmesi mümkündür. Arsa üretiminde spekülatörler de önemli rol oynamaktadır. Tarım topraklarının kentsel arsa haline dönüşmesi sürecinde spekülatörler önce toprağı bugünkü kullanım değeri üzerinden satın almakta ve imar sonucu oluşan değer üzerinden satmaktadırlar. Çoğu kere de kentler imar planının saptadığı gelişme yönlerinde değil spekülasyona konu olan toprakların bulunduğu yönde gelişmektedir. Bu bildiride tarım arazilerinin imarlı arsaya dönüşüm sürecinde yaşanan sorunlar tanımlanacak çözüm önerileri sunulacaktır.
Anahtar Kelimeler :
Kent, tarımsal topraklar, imar planı, arsa, kentsel rant
Kaynak :