Yazar :
A.C. Demirkesen, M.T. Özlüdemir, H. Demir
Özet : Yaklaşık 2700 yıl önce Mezopotamya’da yaşayan Babilliler medeniyetinden günümüze miras kalan tarihi ve kültürel değerlerin Irak’ın işgali sırasında yağmalanıp yok edilmesi, kültürel miras kavramının yeniden tanımlanması ve etkin bir biçimde korunması gerekliliğini bir kez daha gözler önüne sermiştir. İşgalle birlikte Asur ve Babillilerin yaşadığı antik kentlerin yağmalanması ve tarihi eser kaçakçılığının hızla yaygınlaşmasıyla paha biçilmez büyük heykellerin başka ülkelere kaçırılması, tarihi kültürel varlıkların korunması kavramının önemini günümüzde her zamankinden daha da fazla ortaya çıkarmıştır. Bu amaçla yapılması gereken en önemli iş, kaçırılan ve yağmalanan tarihi kültürel mirasa ait envanter bilgilerin sağlanması ve korunmasıdır. Kaybolan eserlerin tekrar yerlerine konması, yıpranmış eserlerin bakımlarının yapılması, başka yerlere kaçırılan eserlerin yerlerinin nereye ait olduklarının bilinmesi, öz niteliklerinin korunarak tekrar orijinal yerlerine konması açısından envanter bilgilerin arşivinin oluşturulması çok önemlidir. Çünkü bir eserin orijinal niteliğini kaybetmeden kendi orijinal yerinde durması tarih açısından daha anlamlı ve önemlidir. Tarihi ve kültürel mirasa ait jeoinformasyon arşivinin oluşturulmasında, restorasyon ve rölöve çalışmalarında, eserlerin dijital olarak resimlendirilmesinde, eserlerin 3-boyutlu taranması ve modellenmesinde, hukuki ve teknik bilgilerin oluşturulmasında, büyük sit alanlarının haritalarının ve planlarının yapılmasında; uzaktan algılama, mimari fotogrametri, coğrafi bilgi sistemleri (CBS), küresel konum belirleme sistemi (Global Positioning System - GPS) ve yersel ölçme tekniklerinin kullanılması açısından harita mühendislerine büyük sorumluluklar ve görevler düşmektedir. Bu bağlamda, harita mühendisliği eğitiminde bunlara yönelik hukuksal ve teknik eğitimin altyapısının verilmesi gerekmektedir. Devlet politikası olarak, ülke ve dünya çapında gereken hukuksal ve teknik önlemlerin alınması ve harita mühendislerine öncelikli yetki ve görevin verilmesinin önemi büyüktür. Ülkemiz, tarihi kültürel varlıklara sahip en önemli ülkelerden biridir. Özellikle Kapadokya bölgesi Hıristiyanlığın ilk yayıldığı ve geliştiği İç Anadolu’da Nevşehir, Niğde ve Kayseri illerini kapsayan bir bölgedir. Hıristiyanlığın yayılıp gelişmesiyle, bu bölgede yapılan bir çok kilise, tarihi eserler, bu eserlerin içindeki yağlı boya resimleri bulunmaktadır. Doğal manzara zenginliğine de sahip bu bölge doğal sit alanlarına sahiptir. Kısaca, Kapadokya, bu bölgede yaşamış olan Proto Hititler (M.Ö. 3000 - 1750), Geç Hitit Krallığı (M.Ö.1200 - 700), Persler (M.Ö. 585-332), Kapadokya Krallığı (M.Ö.332 - M.S.17), Roma Dönemi (17-395), Bizans Dönemi (397-1071), Selçuklu Dönemi (1071-1299), Osmanlı Dönemi (1299-1923), Cumhuriyet Dönemine (1923 -) ait paha biçilmez tarihi kültürel zenginliğe sahiptir. Bu bölgede tarihi ve kültürel mirasımızın eşsiz örnekleri arasında yer alan doğal sit alanları, yeraltı şehirleri, mağaralar, kiliseler, camiler, antik eşyalar, heykeller, müzeler, tarihi yapı ve anıtlar, tarihi evler, köşkler, kervansaraylar, külliyeler, kümbetler, türbeler, anıt mezarlar mevcuttur. Bu tarihi kültürel varlıkların manevi değerleri dışında, ülke ekonomisine de turizm geliri olarak çok büyük katkısı vardır. Bu çalışmada, Kapadokya’daki tarihi ve kültürel varlıklar örneklerle ele alınmakta, bunların korunmasında, sit alanlarının planlanmasında, gereken ölçülerin yapılmasında ve bu ölçülerin değerlendirilmesinde, hukuki ve teknik envanterin oluşturulmasında, bu envanter bilgilerle coğrafi bilgi sistemlerinin oluşturulmasında harita mühendislerinin yetki ve sorumluluklarının neler olması gerektiği tartışılmaktadır. Günümüzde gelişmekte olan bilim ve teknoloji; örneğin dijital görüntü işleme, dijital fotogrametri, uzaktan algılama, CBS ve GPS gibi bilimsel çalışma alanları ve total station, süper bilgisayarlar, 3-boyutlu tarayıcılar, dijital fotoğraf makineleri vb. gibi teknolojik donanımlar tarihi kültürel mirasın korunması ve jeoinformasyonunun oluşturulması amacıyla yürütülen disiplinlerarası çalışmalarda etkin ve verimli olarak kullanılmaktadır. Ayrıca, bu bilgilere İnternet aracılığıyla uzaktan ulaşılabilinmektedir. Bu teknikler ve donanımlar tarih bilincini geliştirmek ve tarihi kültürel mirasın korunması için harita mühendislerinin, mimarlar ve arkeologlarla ortaklaşa yaptıkları tarihi önem taşıyan binaların rölövesinin alınması, arkeolojik kazı alanlarının ölçülüp değerlendirilmesi, büyük sit alanlarının planlanması, dijital olarak depolanıp arşivlenmesi, tarihi yapıların ve anıtların restorasyon proje çalışmalarında etkin olarak kullanılmaktadır. Mimarlık alanındaki bir restorasyon projesinde tarihi bir yapıt, ayrıntılı bir rölöveye dayanarak hazırlanır. Yapıtın yeryüzündeki konumunun ve mevcut durumunun belirlenmesi, şeklinin kesit ve görüşlerle modellenip anlatılması, belgelenmesi, hukuki dayanaklarının oluşturulması, depolanması, gerektiğinde sorgulanması ve görselleştirilip haritasının ya da geometrik 3-boyutlu modelinin çıkarılması ve envanterinin oluşturulmasında harita mühendislerinin katkısı büyüktür. Bu nedenle, günümüzde restorasyon projelerinde harita mühendisleri, mimarlar ve arkeologlarla ortak çalışmak zorundadırlar. Bu disiplinlerarası çalışmaların daha verimli olmaları için harita mühendislerinin, rölöve konusunda uzmanlıklarını geliştirmeleri, tarihi çevreyi ve kültürel varlıkları koruma bilincine sahip olmaları gerekmektedir. Bu çalışmada, tarih bilinci ve tarihi değerlere sahip olmanın önemi anlatılmaya çalışılmıştır. Mimari ve arkeolojik tarihi eserlerin, anıtların, kazı alanlarının, sit alanlarının vb. kültürel tarihi yerlerin korunmasında, ölçü, rölöve, teknik ve hukuki envanter bilgi sisteminin oluşturulmasında harita mühendislerinin rolü ve görevleri nelerdir? Neler olması gerekir? En önemlisi, disiplinlerarası çalışmalarda harita mühendislerinin üstlendikleri roller, yetki ve sorumluluk açısından birincil midir yoksa ikincil midir? Mevcut hukuk sistemine göre yapılan işlerde ekonomik açıdan nasıl desteklenmektedir? Başka bir deyişle, yapılan işlerdeki yetki ve görevler dikkate alınarak ihale kanunlarına göre harita mühendisleri yüklenici mi, yoksa taşeron mudur? Bildiri kapsamında, dile getirilen bu sorular ışığında harita mühendislerinin yetki ve sorumlulukları tartışılmakta ve elde edilen sonuçlar sunulmaktadır.
Anahtar Kelimeler :
Kültürel Miras, Belgeleme, Tarihi Ve Kültürel Mirasın Korunması, Arkeoloji, Ölçme Tekniği, Mimari Fotogrametri, Mimari Rölöve, Coğrafi Bilgi Sistemleri.
Kaynak :